Tam 31 yasındayım . Hergun saat 7 -8 arası eve giriyorum. Yemek , Alp ile oyun ,kısa bir duş , ve sonra Alp’i uyutma seansı derken en yakın bos zamanım saat 11 civarında baslıyor. O zamanı da cogunlukla Tunc ile konusarak , haftada bir kez ise muhtemelen çalışarak geciriyorum.
Azimli biri oldugum için spor yapmak icin haftada 2 kez sabah 7 de spora gidiyorum !
Önceki hayatımdan önemli bir parçayı çıkardım , yani luks haline getirdim. Kitap okumak .. (Tekrar tekrar okudugum kırmızı baslıklı kız , Alibaba ve kır haramiler dışında!)
Bu haftasonu Londra’daki arkadaslarımı tek başıma ziyaret ediyorum . Hepimiz biryerlerde olduğumuz için senede bir kez bir ülkede bu şekilde hep beraber görüşmeye çalışıyoruz.. Yanlız ucuyorum, şansıma hava cok kotu ve trafik ne olacagını bilemedigim için 3 degil – 4 saat once yola cıktım ve uzun süre olduğu için yanıma kitap aldım: Dikkat Yayındayız.
Dikkat Yayındayız Nese Bilginer’in Kitabı. Çok basit ve anaç bir dil ile TRT’de geçen yıllarını anlatıyor, bir yandan da eski 70’li yıllardan itibaren Türkiye’deki değişimlere değinmiş oluyor. Bizim anne babalarımızın o eski ama kibar – saygılı bakış açılarından o zamanki Türkiye’yi görebiliyorsunuz.
Biraz da İzmir var kitapta. Neşe Bilginer ile o zamanlar hiç tanışmamamıza ragmen , annemler ile aynı sokakta gencliklerini geçirmişler. Karşıyaka – Alaybey.
İzmir’i fuarı, Manolya gazinosunu anlatırken sanki anneannemin evinde bir Cuma aksamı yine eski İzmir muhabbetlerine ışınlanıyorum.
Neşe Bilginer – aslında Neşe Teyze. Tunc’un annesinin üst komşusu.Bir TRT geçmişi olduğunu biliyorum ama çok da dikkat etmiyorum, yani annesinin arkadaşı işte, iyi bir insanJ Bir gün geldi bize Alp de dahil bir kitap imzaladı.
Benim ailemde sanatçı- yazarlar vardı diyemem , ama annem ikinci evliliğini yazar – ressam biri ile yapmıştı , üvey demeye dilim varmıyor Ferzan halam da sürekli bize benim adıma imzalı kitaplar verirdi. Size komik gelebilir ama ben çok gurur duyardım J İçlerinden birinde annemin adı yazıyordu hatta. Halen taşınırsam kitaplarımı toplarken Ferzan Gürel’in kitaplarını tek tek kontrol ederim. Alp şu anda çok küçük , ilerde de bunun bir anlamı olur mu bilmiyorum ama yıllar sonra yani 20 hatta 25 yıl sonra yine imzalı kitap alınca hele Alp’e de imzalı olunca çok mutlu oldum .
Tabi komşu teyze kitabı olarak uzun zaman onu rafta beklettim. İtiraf ediyorum, insan bu kadar yakında olunca beklentisini düşük tutuyor. Ama kitap imzalı ya okumazsam ayıp olur, bugün evden onu alıp cıktım.
Geçtiğim 5 – 6 saatte Dikkat Yayındayız’ı okudum . Son 10 sayfada Thy mendilleri yetersiz kaldığı için tuvalete giderek kitabı bitirebildim.
Sadece TRT geçmişini değil , o yayınlarda konuk olan insanların hayatlarını , sonra tabi bir sürü de hem ağlatan hem güldüren anıyı arka arkaya yazmış Neşe Bilginer. Yani Neşe Teyze gitti , bildiğiniz eski ve köklü TRT’de onlarca program yayıncısı bir kadın geldi. Kitabı hiç durmadan okudum.
En çok hoşuma giden , TRT çocuk korosunun Belgrad’a davet edildiği konser yolculuğu. Bu gezide 30 çocuk TRT’ye emanet ediliyor ve otobüs ile Belgrad’a Joy of Europe Cocuk senliğine gidiyorlar. Tüm ekip çocuklar söz konusu olduğu için iki kat dikkatli. Neyse herşey düzgün gidiyor , ama dönüşte Priştine’de bir Türk ekipten özel bir rica geliyor. Orada hiç Türkçe çocuk şarkısı yokmuş, gelip söylerlerse kaydedip oradaki çocuklara yıllarda bu şarkıları öğretebileceklermiş . Otobüs söförü para almadan Pristine’ ye uğramayı kabul ediyor ve 12 yaşında 30 çocuk gece yarısı Priştine’deki Türk çocuklar için koro şarkıları kaydediyorlar. Kim bilir kimdir onlar ?
Yayınlarda konuk olan insanların da enteresan hikayeleri var, en begendiğim : Uzeyir Garih ‘in babası , vitrinlere baktırıp sonra gözlerini kapattırıp vitrindekileri birbir saydırırmış onlara. Zeka çabuk kavramaktır...
TRT her devlet kurumumuz olduğu gibi , aslında bağımsız , kendi profesyonellerini yetiştirmesi gereken bu kurumun da iktidar değişimleri ile nasıl ters yüz olduğunu nasıl bir ileri iki geri gittiğini anlatıyor... TRT bir yayın organı olup bir zamanlar çok geniş kitlelere hitap etmek için tek kanal olduğu için yakın tarihimizde bir hayli hırpalanıyor.. Sonuçta biz bugün TRT’yi pek izlemiyoruz.
Uzun lafın kısası Dikkat Yayındayız güzel bir kitap J Bulamazsanız temin edebilirim!