19 Haziran 2013 Çarşamba

Direnişden öncesi ve sonrası

Direnişten önce ne yapıyorduk 
Ben korkunç durumdaydım yanımda haberlerin vızıltısını bile duymaya katlanamıyordum 
Yurtdışına yerleşmek için kocamın başını yiyordum
Her aksam deli gibi çalışıp kendime ayırdığım zamanda iPhone oyunu oynuyordum
Haftasonları avm ye ya da caddeye  gidip gereksiz alışveriş yapıyordum
En iyi ihtimalde Alp ve Tunçla açık havada takılıyorduk
Ya da arkadaşlarla geyik
Gençliğe inancım yoktu 
Tek istediğim oğlum Alp' i şeriat kabul edilmeden yurtdışına çıkaracak parayı kazanmaktı

Şimdi her sabah sosyal medya accountlarımızı kontrol ediyorum 
Sonra bir yenişafak okuyorum yine ne zırvalanıyor diye
Sonra sözcü vatan a bakıyorum
Ofise geldiğimde insan gibi çalışmaya özen gösteriyorum - çünkü insan olduğumu hatırladım
Öğlen yine kısa haberleri tarıyorum 
Eve gelince eşim ve oğlumla açık havaya takılıyorum 
Park tabi ;)) etrafımızda o kadar güzel parklar varmışki
9 da tencere çalıyorum ya da dısardaysak alkışlıyorum
Cocuğuma daha özgür olabilmesi için mantıklı konuşmalar yapmaya çalışıyorum 
Hayatımda ilk kez ben etrafımda tanımadığım insanlarla konuşuyorum 
Artık gençliğe güveniyorum, o günler boyunca gittiğimiz gezi parkı direnişi bunu sağladı
Ve ihtiyacı olanları eğitmeye çalışıyorum biz neden direnmeye çalıştık ( bir çarşı değiliz sonuçta ) biz hep yancı olduk ;) örneğin alpe bakan teyzemiz 
Halen Alp için çok korkularım var sonucta onun global olmasını istiyorum . Bense  güzel bir ülkede olmamın mutluluğu ile burada kalmak istiyorum 
Bu boğazı kalamış parkını Çeşme boyalık sahilini bırakıp cehalete teslim edip gidemem artık 
İnsanlar ben bunlara sahip kalayım diye canlarını ortaya koymusken artık onları nasıl yanlız bırakırım??

Söyle bir baktım da ben eskiden bi b.. Yapmıyormusum;))))



12 Haziran 2013 Çarşamba

Doğumgünün kutlu olsun Öykü

Sevgili Yeğenim Öykü
Bugün tam 1 yaşında kocaman kahverengi gözlü gür sesli kıvır saçlı tatlı bir bebeksin.
Seni her gün özlüyoruz, çünkü sen gurbettesin..
Daha bu ilk yaşın taptazesin şimdi , ve günler bizim için suuu gibi akıp geçecek sen kocaman bir kız olacaksın..
Bu ilk yaş gününden ta o günlere gideceğin o uzun ama hızlı geçecek yılların için bugünlerin de anlam ve öneminden dolayı bir kaç şey söylemek istiyorum. Canım yeğenim, umarım tüm önündeki yıllar boyunca en az bizim kadar özgür, huzurlu ve mutlu olursun. Şimdi bakıyorum İzmir'de biz çok güzel ve aydınlık bir çocukluk genclik yaşamışız. Umarım sen de ve tabi Alp'de en az bizim kadar huzurlu ve özgür olursunuz.
İstemeden değil kendi eğitiminiz ve kararlarınızla bir yerde yaşamaya çalışmaya aile olmaya karar verirsiniz, umarım gelecekle ilgili hiç kaygı yaşamanıza gerek olmaz. ve son olarak da umarım ki bizim gibi kalbinizin bir parçasını bırakacağınız güzel bir vatana sahip olursunuz İnsanın yaşadığı ve büyüdüğü yerler çok önemli oluyor.
Sevgili Öykü sen şimdi Almanya'da annen , baban ve babaannenin kucağındayken Türkiye'nin her yerinde mucize olarak adlandırabileceğim bir gençlik sizin ilerdeki özgürlüğünüz için korkusuzca mucadele ediyor. Fasizm e karşıyız, biz iyi bir eğitim istiyoruz, kendi kararlarımızı vermek istiyoruz diye diye ...
Biz tarihe şahit oluyoruz. Ben her onları gördüğümde aklıma siz geliyorsunuz. Biz önemli değiliz çocuklarımız bu özgürlükleri alsın , bunlarla uğraşmak zorunda kalmasın diye hayal ediyorum...
Tekrar doğumgününü kutluyorum ve uzun yıllar kocaman mutluluklar diliyorum , sevgiler , halan-alpito ve enisten tunc  :)

2 Haziran 2013 Pazar

Alp için Alp'e Rağmen - Diren Gezi Parkı


Bundan 5 sene kadar önce Persapolis'i izlediğimizde ağlamıştım , çünkü anlamıştım .
Bir gün bizim ülkemizde de olacaktı. Hatta Tunç'la şu kararı vermiştik. Daha çok zaman var biz kesin bunu görmeyiz, belki bizim bir sonraki jenerasyonumuza denk gelebilir, ama Dünya çok değişiyor belki de hiç olmaz. Yanılmışız. Bu hafta biz de yıllar öncesindeki İran gibi , ama farklı amaçlarla dışarı çıktık.
biz sadece Tunç ben değil , biz şu anda bambaşka bir kelime oldu. 
Biz : Özgürce doğurmaya, içmeye, okumaya ve çalışmaya öncelik veren insanlar. 
Ve sonunda 48 ilde yollara döküldü insanlar

Tabi ki de yüzsüz hükümetimiz kıymetli koltuklarının üzerine japon yapıştırıcısı sürmüş bekliyorlar hala bir de ustune ustluk zavallı halkın , milyonların ustune polisleri vahşice saldılar. Halen utanmadan saldırıyorlar!


Cuma akşamı sivil halk biber gazı yedi , sandılar ki hop olay kapanacak , hemen medya susturuldu ve acı olan da sustular. Haberturk mide bulandırıcı sekilde yalakalık yaptı. Ne gerek var, sussanız korkuyorsanız daha iyi değil miydi? Hatta eger bizimle yiyip içiyorsanız, actıgınız retorandan dizi film mac kanallarınıza bize çalışıyorsan, mevduatının yarısını barındıran  senin kredi kartlarını en cok kullanan halk dısardaysa , iki karaba galerisi için susmaya değer mi ? Neymiş bu para???


Ama Cuma akşamında o olayları Deren ve Ebru dahil o kadar yakınlarımız yaşayınca evlerinde olanlar sadece kaybedicekleri birşey kalmadığını hissettik.

Biz cuma ailedeki bayanlar olarak Amerikano oynamaya gitmiştik , tabi hiç planladığımız gibi olmadı , içimiz burulmuştu, tv miz hiç susmadı. Eve geldiğimde  Tunç da şişmiş durumdaydı . Üstüne üstelik , NTV, CNN Turk  , Kanal D , Star, Show suskundu! Yemek programı dizi. İnanamadık , biz de kısa surede Halk TV yi keşfettik.

Saat 3 civarında Kadıköy'den sesler gelmeye başladı, Alp evde oldugu için tunc cıktı . İnanılmaz bir video cekti. 


Bu video ustune sabahı zor yaptık. Sabah hazırlıklarımızı yaptık , yanıma limon, su sut maske , gozluk aldım.Tunçla biran birbirimize baktık  neyse ne kaybedicek birseyimiz yoktu , Alp için de birseyler kazanmamız gerekiyordu.

 Öğlen Alp'i  dedesine, babaannesine teslim edip Nur , Eray , Aysegul ve Anıl 'la buluştuk . Hic arac gecmiyor nasıl gidecegiz diye bakınırken , kendimizi Kadıkoy kalabalıgının icinde bulduk . Önce iskelede sloaganlar attık. Binemeyeceğimiz kadar kalabalık oldugunu anlayınca bir taksi bulduk Beşiktaşa indik. Biz giderken Polis dışarı cekilmeye baslamıştı. Beşiktaş'tan Taksim tunele kadar farketmeden yürüdük, sloganlar,  marşlar, taksim e geldiğimizde bir film sahnesinin içine dalmış gibiydik. Bazı yerlerde halen gaz hissediliyordu



Sansımıza polis gitmişti. Saatlerce orada dolandıktan sonra sonunda yorgunlukla Çiçek Pasajına daldık . İnanır mısınız biraz buruktuk , biz gaz yememiştik , kendimizi suclu hissettik . Ama icmeye basladık. Her kadeh 'Serefine Tayyip' diye kalktı. 



Aksam Karakoy uzerinden yine vapur denemesi uzerine taksi ile evimize döndük . Saat 1 di , cok yorgunduk ama Halk TV yi açtık . Ankara ve İzmir'i takip etmeye başladık . Zavallı NTV de halen birsey yoktu , zavallı calışanları haberleri yayınlanmıyor, patronları  basın değil, para ruhunu satın almış. Ankara cok kotu durumda ama bana en cok İzmir dokundu. Evimde bize saldırdılar, kızları copladılar. ve o zaman anladım , yurtdışına taşınmamız hiç birseyi çözmeyecek , çünkü insan evine ait oluyor. Onların su sıktığı yerlerde beni anneannem düşman burada denize döküldü , bağımsızlık bu noktada kazanıldı diye gezdirdi. 
Halen her TV ekranında bir İzmir görüntüsü arıyorum. 
Ve Alsancak için içim yanıyor . Çekin elinizi evimin üstünden!



Pazar günü Alp bizi çok özlemişti ve evlilik yıl dönümümüz oldugu için evde zaman geçirdik , ama içimize sinmedi. Saat 9 gibi sanki birseyler bizi surukledi, Alp'i de alıp daha güvenli olduğu için Bağdat caddesine cıktık . Her yer kırmızı bayraklarla donatılmıştı. Bir sampiyonluk kutlaması vardır sanki. Burada polis olmadıgı için herkes cocuklarını da getirmişti. Alp saskın gozlerle herseyi izliyordu. Anne neden alkışlıyoruz dedi önce , sonra da annecim ama cok gürültü yapıyoruz dedi. Biraz sesimizin cıkması lazım diyebildim. 

Su anda tekrar evimizdeyiz.Gelir gelmez Garanti Kartlarımı iptal ettim . 
Bundan sonra ilk işim ise Doğuş Grubu restoranlarını öğrenip bir daha gitmemek . 
Nusret, Kiva, Armani Restoran,GQ, Go Mongo, Da Mario, Anjelique, Kitchette, Gina, Vogue, Gig, Dream 
Pazarlama işimi yürüttüğüm müddetçe bu grup kanallarına reklam vermeyeceğim.

Kısacası Diren Gezi Park, Diren Evim İzmir ... Şu anda Kadıköy seslerini duyabiliyorum . Ve mutluyum , bu iş demokrasi ve hukuksal çözümlere ulaşmalı , ben taş tufek , kır vur istemiyorum , çünkü bunların işe yaramadığını biliyorum , beyinler değişmedikçe bedenlerin ölmesi hic birseyi değiştirmiyor. Ama bir adım var şu anda , bu da bize özgürlüğün engellendiği yasaların durdurulması ve devlet yürütmesinde halkın her kesimini  yansıtan bir parlemento bulunması gerektiğini gösteriyor.

Son olarak da kim ayyas ulan!? sen git masa altında gizli gizli alkol alan yalancılarınla yüzleş .