5 Ocak 2014 Pazar

Bu nedir bu ülke nasıl cocuklar yetiştirir???

Kamuoyumuz 50 yaş üstü çıkar kavgalarını tartışadursun bu haberi kabullenemiyorum işte 

Daha kaç gencin hayatı söndürülüyor ben bunları yazarken tahmin bile edemem - çocuk hapishaneleri onları hayata kazandırmak için olmamalı mı? Yoksa ben hala polyannacılıktan uyanamadım mı? 

Tek yapabildiğim de okuduğum haberi kendi çevreme post etmem 




İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Ankara Sincan Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde işkenceye maruz kalan 12 çocuktan İstanbul Maltepe Çocuk ve Gençlik Cezaevi’ne sürgün edilen 4 çocuk ile ilgili hazırladığı raporda, işkencenin Maltepe’de de devam ettiğini vurguladı. Tek kişilik hücrelerde tutulan çocukların talepleri karşılanmazsa bugün açlık grevine başlanabileceği kaydedildi. İHD İstanbul Şubesi Başkanı Ümit Efe, “Cezaevlerinde çocuklara yönelik sistematik işkence sürüyor. Hem fiziksel, hem ruhsal hem de ideolojik baskılar var, yetkililer harekete geçmeli” dedi. İHD şube sekreteri avukat Gülizar Tuncer ve Çocuk Hakları Komisyonu üyesi avukat Tülay Bingöl’ün çocuklarla görüşmesinin ardından tamamlanan rapor, dün Taksim’deki İHD binasında düzenlenen toplantı ile açıklandı.

Raporda, kendileriyle görüşülen çocuklardan 11 aydır tutuklu olan A.D’nin (17) vücudunun değişik bölgelerinde morluklar, sol ayak bileğinde şişme, yüzünde kızarıklıklar, sağ el işaret parmağında yara izleri tespit edildiğine; son bir ay içinde Hakkâri, Van, Ankara-Sincan ve Maltepe-İstanbul olmak üzere 4 ayrı cezaevinde kalmak zorunda bırakıldığına dikkat çekildi. Raporda, çocuklardan K.Ş’nin (17) ise vücudunun değişik bölgelerinde yara ve bileklerinde kelepçe izlerinin olduğu, ters kelepçe takılıp kolunun kırılacak gibi bükülerek arkadan kıvrıldığı, infaz koruma memurunun yönlendirmesiyle yüzükoyun yatırılarak yerlerde sürüklendiği ifade edildi. Çocuklardan B.K’nin (17) de sol el bilek kemiğinin yerinden çıktığı, B.D’nin (17) ise vücutlarının değişik bölgelerinde yara izleri ve şişlikler tespit edildiği anımsatıldı. Efe, raporla ilgili özetle şunları söyledi: “Siyasi nedenlerle cezaevinde tutulan çocuklar, sayım sırasında yaşanan saldırı sonrası avukatların kendilerini ziyaret edip durumlarını basına aktardıkları için bir odaya kapatıldıklarını, odanın ışığının söndürüldüğünü, kameraların kapatılmış olduğunu, kendilerine ve avukatlara yönelik küfürler eşliğinde tekme tokat dövüldüklerini ifade etmişlerdir.

Çocuklar, çıplak arama işkencesine maruz kaldıklarını, zorla soyularak üzerlerinde alt iç çamaşırları bırakılarak arandıklarını da belirtmişlerdir. Sürgün edilen 4 çocuk birlikte kalma isteğini ifade ettikleri halde tek kişilik hücreye atıldıklarını, birbirleriyle görüşmelerinin yasaklandığını söylemişlerdir. Çocuklar, arkadaşlarıyla birlikte aynı koğuşta kalmalarına izin verilmediği takdirde pazartesi (bugün) gününden itibaren kendi ifadeleriyle ‘bedenlerini açlığa yatıracaklarını’ söylemişlerdir. Hücrelerin soğuk olduğunu, kaloriferlerin bazen yanıp bazen yanmadığını, banyo yapacak yer olmadığını, bazıları bir hafta-10 gündür banyo yapmadıklarını, daha da önemlisi içecek su verilmediğini, tuvaletteki musluk suyuna mahkûm edildiklerini söylemişlerdir. En temel insani ihtiyaçları karşılanmayan, havalandırma hakları, iletişim hakları, bilgi edinme hakları ellerinden alınan bu çocukların geleceğinden hepimiz sorumluyuz.” İHD Genel Saymanı Selma Güngör, işkenceye maruz kalan çocukların Pozantı Cezaevi’nden Sincan’a nakledildiklerini anımsatarak “Görüyoruz ki, Adalet Bakanlığı hiçbir sonuç çıkarmıyor, infaz kurumlarında iyileşmeye gitmiyor” dedi.

1 Ocak 2014 Çarşamba

İlk gün yazısı

Yılın ilk günü ve daha güzel kocaman bir yıl gelecek olduğu için bugün biraz daha gelecek vadeden benim de bugünlerde takip etmekten / kullanmaktan keyif aldığım teknolojilerden yazmak istedim:)


1- YENİ SAĞLIK GADGET'ım: JAWBONE 

Yaklaşık bir aydır bileğimde nabzımı takip ederek beni izleyen jawbone ile yaşıyorum.
Sabahları bileğimi hafifçe uyararak beni uyandırıyor, onu telefonuma takıyorum ne kadar uyumuşum, kaç dakikada uykuya dalmışım , kaç saat derin uyuyabilmişim öğreniyorum.
Sonra gün içerisinde neler yediğimi not alabiliyorum. Kaç adım attığımı , kaç saat aktif ayakta yürüyor olduğumu, günde kaç saat hiç kıpırdamadan oturduğumu takip edebiliyorum.

Jawbone bileklik uzun süreli oturduğum zamanlarda beni uyarıyor, biraz kalkıp yürümem gerekli!
Güzel olan da bunları paylaşabilmem ve diğer jawbone'u olan arkadaşlarım ile birbirimizi takip edebilmemiz.
Jawbone ile kendi temel sağlığımı kontrol edebiliyorum, bu işin daha ilerleyebileceğini de biliyorum, gelecekte doktorlara bu arşiv ile gidip direk bilgi vermiş olabileceğiz..
2- YENİ YEMEK KİTABIM : duduklutencere.co

İkinci olarak da yakın bir arkadaşımın kardeşinin yeni aplikasyonu çok hoşuma gitti. Duduklutencere.  Daha genç ve küçük cocuk sahibi olan anneler için mükemmel. Müge daha önce bloğu yolu ile herkese ulaşıyordu ,ama uygulamasının daha başarılı olacağını düşünüyorum.  Alp yüzünden en beğendiğim tarif evde öksürük şurubu :)


3- YENİ  OKULUM: www.coursera.com

Son olarak ise okumaya doyamadığım için heralde ! Coursera free learning sitesine üye oldum.
Burada dünya çapında bir çok üniversiteden bedava dersler alabiliyorsunuz. İçinde Harward, Standford, Yale bile var. Tabi her ders değil ama tatmin edici.
Benim ilk dersim 14 Ocak'ta . Kendime bir değişiklik yaptım, onca yıllık matematik fen , mühendislik eğitiminden sonra Social Sciences konu başlığı altında derslere yazıldım.
Ders saatleri flexible. Tabi bu işin evden yapılabiliyor olması tabi benim gibi anneler için çok iyi :)