16 Şubat 2012 Perşembe

Değmesin Ellerimiz

Yeni hobimiz smart tv. İşin içindeyim ya artık evimizde TV den internete bağlanıyoruz. TV de birşey yoksa ki biz çoğu zaman bulamıyoruz, you tube da geziniyoruz.
Bu akşam da Buika ile başladık ,sonra Türkçe bir şeyler aramaya başlamışız. Model ve Değmesin Ellerimizi dinledik. Videolar videoları açtı işte , Türkiye'nin her köşesinden farklı gençler ellerinde gitarlar şarkıyı çalıp söylemiş. 17-18 yaşlarında bu çocuklara bakınca birden aynı şeyleri hissettik. Gençlik ne güzel bir şey . Dupduru, yepyeni bir hayat. Hayatı bilmemek, hayal kurmak , belki büyük bir şirkette alt kattaki muhasebeci , ya da bütün gün benim gibi microsoft office esiri olacaksın , ya da böyle elinde bir gitar Dünya'yı gezeceksin. Ya da bambaşka , kim bilebilir . Bazen gözlerimi kapatırdım. Hep bir laboratuarda görürdüm kendimi nedense , bir şeyler icat etmek istemişim heralde... sonunda alakam olmadı :)
Ama ne güzel o hayalleri kurup ona koşmak için uğraşmak .. Sonra hepimiz ya da çoğumuz eriyip gidiyoruz zaman karşısında ister sokakta yatalım, ister sarayda yaşayalım zamana karşı eriyip gidiyoruz , yaşlanıyoruz , sadece fiziksel olarak değil , o umutlarımız, çabalarımız da daha duruluyor. Daha az şey istiyoruz, daha dolu oluyoruz , zamanımız olmuyor .. yaşamaya .. İsteyemeyeceğimiz şeyleri bilince köreliyoruz.

O yüzden gençlik çok güzel , bilmemek ve hayal etmek o heyecanı yaşamak .. Ben tekrar tekrar yaşayabilirdim galiba..

Ve işte favori gençlerimmmm !!!

http://www.youtube.com/watch?v=-pIpgJKY3l8

http://www.youtube.com/watch?v=miPcXejiX2o&feature=related

11 Şubat 2012 Cumartesi

La Piel Que Habito




La Piel que Habito/ The Skin I live in, Almadovar'ın son filmlerinden ..
Başarılı bir doktorun karısı, doktorun kardeşi ile onu aldatıp kaçarken, kaçtıkları araba bir kaza geçirir. Araba patlar , kardeşi kurtulup kaçar , kadın aylarca komada kalır. Tamamen yanmıştır, çok güzel bir kadından bir canavara dönüşmüştür. Evde tüm aynalar kaldırılır. Doktor , günlerce deri üzerinde deneyler yapıp karısını eski haline getirmek için çabalamaktadır. Kadın, günün birinde kızının sesini duyar ona bakmak ister ve camı açar, kuvvetli güneş camda ayna etkisi yapınca kendisini camda görür ve şoka girer. O şok ile ölmek ister ve aşağı atlar . Kızının önüne düşer, ölmüştür. Bu olay zavallı kızın psikolojisinde bir delik açar . Diğerlerinden farklı olur. Bir gün babası ile gittiği bir düğünde uyuşturucu kullanan bir çocuk tarafından taciz edilir. Çocuk direnince kıza vurur ve kızın başına taş çarpar. Kız uyandığında tepesinde babası vardır. Tam ne olduğunu anlayamaz. Uzun süren tedavisi faydasız kalır. ve annesi ile aynı yöntem ile kendi hayatına son verir. Doktor , kısa bir süre icinde hem karısını hem de kızını kaybetmiştir. O çocuğu bulup hayatını geri almak ister. Yani karısını hayatına geri almak ister.

Renkler ve sesler o kadar net ve berrak ki günlerdir sahneleri ruyalarımda görebiliyorum.

O seslerden filmi en bıraktırmayan ise Buika'nın düğün şarkısı !
http://www.youtube.com/watch?v=YQdGSa-x2rw

Bir transgenesis operasyonunun hikayesi var.
İnanılmaz bir yaşama bağlı kalma öyküsü. You tube da bir yorum : yeni bir Frenkestein öyküsü olduğu!  Devamını yazarsam izlemenin bir anlamı kalmıyor. izlemeden geçmemeli..