Bu pazar 5’te kalktım, bir önceki gun stresten ellerim titremeye baslamıştı
Sabah sabah Pendik arka mahallelerinden birine girdik. Ergenekon İlkokulu.
50-60 kişiydik heralde gönüllü müşahitler. Çoğumuzun hatta benim sorduğum herkesin ilk deneyimiydi.
Sandık numaram 2010 hızla buldum, artık tanımadıgım bir cok insanla o gunu gecirmek icin oradayım , gergindim acıkcası, cunku olası kötü hikayelerden birini yasamak istemiyordum.
Saat 8’ de muazzam bir kuyruk başladı. Birden İran’ı, Afganistan’ı hatta artık soyleyeyim Turkiye’yi anlatan bir Hollywood filmi içine girdim. Şaka söylemiyorum , arasıra silkelenip bakıyordum , umudum kırılıyordu. Haklıydılar, farklıydık, hem de cok farklı.. Ama duygularımı bastırdım . Artık dil, din ,ırk degil insani bir ahlaktan bahsediyorduk. Harala gürele içinde tam 10 saat geçti.
Arada bir 30 km gidip Kadıkoy’de cicek gibi bir okulda oy kullandım .O gerci hafif sinir bozucu oldu. Kadıkoy’de sıra beklemeden oy kullanmak icin Pendik’te gonullu oldugumu soyleyip izin istedim , önümde +60 yaslarında 5-6 hanım vardı. En onde de sarışın Ajda Pekkan modeli bir teyze 'aa ama biz de bekliyoruz' dedi. 'Bizim için oradayım' dedim. Onde genc punk saçlı bir cocuk 'hemen geçin ‘ dedi. Teyze sen buradan en son ne zaman Nisantası’ndan baska bir yere gittin diyecektim , ama demedim tabi, sustum, cocuga tesekkur edip yıldırım hızıyla oy attım.
Oy sandıgından kosarak geri Pendik’ e döndüm. İcerisi dolu , havasız, okul panolarında cocukların çalışmaları yerlere düşmüş ezilmiş. (Ben ise evde Alp’in okuldan gönderdikleri tum calışmaları ayrı bir dosyada saklıyorum, benim için değerliler) Yerden o kagıtları almak istedim, bana deli derlerdi biliyorum, yapmadım.
Musahitlik yaparken kendime hakim olamadıgım bir yerde annesini bekleyen cocuğa burnunu karıştırmanın cok saglıksız oldugunu anlattım. O ana kadar beni hic takmayan yarım yamalak Türkçeli Kürt musahit, birden gulumsedi, buzlar eridi. Cok farklıydık, ama iyilik her yerde guzelliktir.
Bir de okuma yazma bilmeyen annesini hic durmadan asagılayan bir adama dayanamayıp ‘ madem bu kadar kotu durumda aklı ermiyor ne getirdin kendisini? ‘ diye sordum dayanamadan.
Allahtan bulundugum sandıkta calışan baskan duzgun bir bayandı, ayrıca parantez icinde cok da guzeldi , bu yuzden herkes gozunun icine baktı. Cok zaman haksızlıga karşı durdu, hic ifadesini bozmadı , sinirlenmedi insanları iyi yonetmiş oldu, olaysız bitirdik.
17:00 de sandıklar kapandı. 10 saatin heralde 8inde ayaktaydık, çoktan belim agrımaya başlamıştı.
Bitişte CHP görevlisini tespit ettik, onun profili de beni cok sasırttı ama bu konuya hic girmeyecegim , bana kimse CHP elitist demesin sadece :) CHP lilerin yanına oturduk iki sandık musahiti, yardımcı olacagız dedik. Adamın gözlerini gördüm: Neden ki? diyordu. Sorsa : Alp için diyecektim , Alp’in adeletli bir ulkede olmasını istiyorum , baska birsey degil , o kadar.
Saymaya başladık, ilki heyecansız , muhtarlık.
Kafası karışık yorgun sandık görevlileri ancak 2 saatte bir muhtarlık seçimine karar verdi. Rakamları unutmuşlar, toplamlar tutmadı, saatlerce bir hesap kitap .
İnsanlar gerginleşince biraz ortama girme ihtiyacı duydum. Gün boyunca farklı kıyafetlerim ve kartal bakışlarımla rahatsızlık veren ben, biranda sempatik bir sandık danışmanı haline geldim. Zaten buyuksehir olunca heyecanlandım. Aslında bu tip seyler tam benlik! Boyle yetişmisim, oyun oyna, test coz , numaraları takip et, ezberle, tekrar say …. Kısacası duzeni kurduk. hic tartışmasız herkesin duzen icinde oyları kontrol ettigi bir sistem. 10 ve katlarında partilerin adetlerini yazanlar kontrol ediyordu. Kurallara uyduk, yandaki sandıkta olanlara degil. Bu konuda sert durdum. O kadar yardım ettimki bu durusumda beni yanlız bırakmadılar. sandık baskanı kararlarını alırken hesaplarını yaparken benimle de kontrol etmeye basladı, bunu ovunmek için yazmıyorum Beraber gittigim neredeyse herkes bu sekilde oldu. Kagıtlarını doldurduk, hesaplarını kontrol ettik, iki arkadasım sandık kuruluna kaydedildi.
Bir ara o kadar kaptırmışım ki , Akp kontroloru bile kendi partili musahiti ve ya sandık gorevlisi yerine benden rakamları almaya basladı. Sandıgı gece 1 gibi kapattık. CHP li arkadasın tutanaklarını cep telefonuna cektim. Bizim grup icin foto aldırdım , bir yol arkadası yapıp, eve dondum.
O benden cok farklı nasıl olacak dedigim kişiler chp yi buyuksehir ve belediyelerinde sectiler. Belediye uyelerinde AKp tercih ettiler, ve muhtarlarını bir imam sectiler :)
Bir umutla hicbirsey bilmeden eve geldim.
Dediğim gibi ben halen apolitik bir kimliğim, yapım boyle. Politikayı bilmiyorum, ogrenmek de istemem. Hatta hep dedim ki , Buyuksehir’de oy attım tabi benim de oy kullandıgım parti olsun isterim, insani bir sey bu , ama diger hersey sadece Pendik icin neyse hayırlısı o olsun. O insanları anlayacak yonetimle benimki aynı degil, niye onlar zor durumda olsun. Onların yerel yonetimi.
Eve geldiğimde Tunc’un suratı hicbir oranın degişmediğini soyledi. beraber balkon konusması dinledik. İnanamadım , actım , les gibi pistim, her yerim agrıyordu, umudum kırılmıştı. Bu ulke tek bir partiye oy versin istemedim, sadece bir kırgınlıgı olsun onu da ortaya koysun istedim. Kızgınlık bile degil , bir yolsuzluk suphesi kırgınlıgından bahsediyorum, olen cocuklardan sinirle girilebilecek savastan bahsediyorum.
Konduramamıs mıydı halk , umursamamıs mıydı ? Halen bu sorunun cevabını bilmiyorum.
Sonra 2:30 da Ankara’dan bir telefon aldık. Bir arkadasımız Cankaya’da sandıgına gidiyordu. Oyum sayılmayacak diye.
Ne yazıkki okul etrafı polislerle doluydu, giremedi.
Bugun Ankara'da 70 000 calınan oydan bahsedildi, suphesi bile uzucu.
Tum olaylar boyunca eger bir sansım olsa ne degiştirirdim diye dusundum, Tum sistemini degiştirmek lazım , cok karışık ve tam bir fiyasko.
Sabaha karsı 5 te 24 saat sonunda bayılırcasına uyudum. Canım kalkmak yasamak istemedi, sabah Alp yanıma geldi
Özür dilerim oglum dedim, yapamadım , cunku ben cok kücügüm bu işler cok buyuk.
O kadar kotuydum ki işe gitmek istemedim. Müdürüm ‘gel gel :)’ dedi bana , hırsımdan kopurmus oldugumu tahmin edebilecek en iyi insan o belki de .
Yolun burasında cok yoruldum. Hem de cok, dun hayatımda bir parca bitti, anneannemin bu vatan millet hikayeleri yandı gitti. Cocugumu nasıl Dunya normlarında yetiştirecegim sorusu kalbimin ortasına oturdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder