12 Ocak 2016 Salı
Fikirler Alternatifler: Welcome to Miami -- Alp ilk Roadtrip
Fikirler Alternatifler: Welcome to Miami -- Alp ilk Roadtrip: 6 yasında oğlumla ilk uzun araba yolculuğumuz Avrupa’da çalışmanın mutluluğu ile 2 haftalık Christmas tatilimizi mecburi iş yönümle bi...
Welcome to Miami -- Alp ilk Roadtrip
6 yasında oğlumla
ilk uzun araba yolculuğumuz
Avrupa’da
çalışmanın mutluluğu ile 2 haftalık Christmas tatilimizi mecburi iş yönümle
birleştirip bir Florida turu yaptık.
Uçak:
Miami’ye gitmek
için neredeyse her havayolunun ucagı mevcut , bu yüzden cok bir avantajdan
bahsemeyecegim. British airlines ile ilk gidişimizde araba koltuğumuzu
kaybettik. Neyseki online olarak registration yapabiliyorsunuz . Daha gezimiz
bitmeden koltuğumuzun belirttiğimiz ucreti hesabımıza konmuştu.
Sezon:
Miami Aralık
ayında sayılı havası garanti güzel yerlerden bu yüzden aslında bayağı yanlış
bir hareket yaptık. Sadece bizim gibi
Avrupa’dan ve ya Rusya’dan seyhahat eden yoktu . Bir hayli Amerikalı yerli
turist ile son derece kalabalık bir tatilimiz oldu .
Bunu normalde hic
tavsiye etmem , ama 10 derecede aylardır gunes görmemiş olduğum için Miami’ye
indiğimde yuzum hep guldu . Gunes
yeterli derecede güzel bir sey !!
Ulaşım :
Arabamızı
havalimanindan kiraladık. Havalimanı son
derece düzensiz , ama en azından iner inmez Mia adı verilen bir iç tren hattı
ile kiralık araba noktasına ulaşabiliyorsunuz.
Alamo kiralama
yaptığımız sirketti , ama budget , avis gibi bir cok marka var.
Onemli
bilgilerden biri ise kiralanan arabanın Sun pass’i olmasını sormak. ( Tıpkı
bizim OGS gibi , 5 dolara satın
alınabilen bir sticker ve aslında
arabada otomatik bulunması gerekiyor)
Biz bunu yapmadığımız için sürekli yollarımız ne olur ne olmaz diye
değiştirmek zorunda kaldık!
Araba koltuğunu
kaybetmemiz cok uzucu olmadı . Florida eyaleti kanunlarına gore 6 yas itibari
ile çocukların sadece normal emniyet kemeri kullanıp arka koltuğa oturmaları
yeterli.
Arabamıza
atladığımız gibi , kendimizi South Beach - Ocean Drive’a attık .
Cocuk için
1. kıtalararası yolculuklarda dikkat : Jetlag size olmasa da ona olacak , cocugunuzu zorlamayın , uyuyunca uyuyun
cok erken kalkacak
2.
Miami’de gunes yakacak!!!
İlk gun 60 lik
bir gunes kremine Wallgreens’den ulaşabilirsiniz .
Mumkunse
otelinizi semsiye sağlayan birinden tercih yapın. Miami , Florida veya Amerika ‘da tatil
Turkiye’de Bodrum’da bayram tatili yapmak gibi , ihtiyacınız olan seyleri
önceden elde etmekte fayda var , sonra cok pahalı olabilir, veya mumkun
olmayabilir.
Tatil
En güzel an , Alp’in
ayağının denize değdiği andı .
Aslında hic
program yapmaya gerek yoktu. Deniz
dalgalı ama eğlenceli, kumsal uçsuz bucaksız.
Kumdan kale
yaparak butun bir gun geçebilir.
İlk 3 gunumuzuRoom Mate Lord Balfour otelinde yayarak geçirdik.
Aksamları ise
genelde yuruyus yaptık beğendiğimiz yerlerde yemek yedik. Tavsiye etmek
istediğim tek bir yer var. Jalapeno . Hem güzel zaman geçirdik , hem de
muhabbetimiz güzel oldu.
Alp ve Tunc bir gun yan adadaki seaaquiarium’da geçirdi.
Protesto ettiğim bu park programına ailemizi temsilen ben katılmadım!
Ama aslında biraz saçma bir mücadele oldu . Amerika gerçeği bu , hersey fiktif , hic birsey doğal alanında değil.
Yola çıkmadan once ise tabiki de ilk shopping turumuzu yaptık . Sawgrass Outlet. Once bir valiz aldık ! Sonrada bir suru gereksiz alışveriş ...
Klasik olarak ‘keske buraya geleceğimize plaja gitseydik’ diye sikayetten sonra kendimizi Gap, Tommy gibi Amerika’da nedense daha ucuz olduğuna inandığımız dükkânlara attık , ve başladık tüketime !
Benim burada en güzel tavsiyem ( tabiki de burada yasayan yakın dostlarımdan birinden öğrendim) TJ max gibi teshir urunleri satan mağazalar.
Ertesi gun sahilden ‘trip’imize başladık ve Key West’e kadar uzandık. Tam 7 saat suren yolculugumuzda Amsterdam’da tum kullanmadığımız araba kullanma enerjimizi harcadık.
Ama değdi.
KeyWest tatlı bir kasaba , içinde bir cok dukkan var, sirin bir sahili var. Guzel olan tarafı sokaklarda yürümek etrafa bakınmak ve canınız istenilen noktada durmak mumkun .
Kendi içinde
araba kullanma sartı yok .
Gecirdigimiz 2 –
3 saat sonrasından Miami’ye geri donduk , hatamız burada kalmamak oldu ki ,
gitmeden bunu öneren Cansu arkadaşımıza buradan ne kadar haklısın diye yazmak
isterim.
Key West’te daha
once cok beğendiğimiz bir barbaku restoranı olan Benihana’da yemek yedik.
Guzel olan bir
tesadüf de Benihana restoran sefinin Onur olmasıydı , Dunya’nın obur ucunda bir
Turk ile tanışıp onun hikayesini dinledik.
Key West’in en
önemli ozelliklerinden bir tanesi Dunya’da sayılı gun batımlarına sahip olması
. Gokyuzunden gunes ayrılırken adeta bir gok kusagı goruyorsunuz. Her renk var.
Ertesi gun otelde
tanıştığımız bir ciftin ve benim ders arkadaşım sevgili Isabel’in tavsiyesine uyarak Sannibel adasına doğru
yola çıktık.
Bu an itibari ile Alp’in 6 yasında bir çocuk
olarak sıkıldığından bahsetmek istiyorum .
Cocugu tekrar
roadtrip ‘e motive etmek, emek istiyor. Arka koltukta saatlerce yolculuk etmek kolay
değil.
Alp’ e Amsterdam
itibari ile bir çanta yaptım . Buraya hep zaman geçirmeyi sevdiği seyleri ve
ona sorumluluk hissettirecek seyleri koydum ( Hollandaca bir kitap ,
kızmabirader , boya kalemleri , ve
yılbaşında okulda hediye edilen dinazorları)
Tunc ise aktif
olan yastık savası , kumdan kale , midye kabuğu toplama vs kısımlarında
aktifti.
(Bu tatilde Alp
Ipad ile oynamadı . Hep bizimleydi. Muhabbet ettik ve beraber oyun
oynadık. Alp kadar I pad’ e düşkün başka
çocuk bilmiyorum. Hepimiz bunu
yapabiliriz. Benim cocugum olmaz demeyin.)
Sannibel adasına
giderken Everglades parkında durduk . Hayatımda ilk kez meşhur air propeller
‘lara bindik.
Everglades , herhalde dünyanın en büyük doğal parklarından birisi. Gittiğimiz yer sonsuz genişlikte sazlık bir arazi, aligator, domuz , geyikleri ve bir çok kuş türünü barındırıyor.
Aligator gormek için çok heyecanlandıysak da olmadı. Yine de doğayı çok beğendik , Alp de hızlı
giden propellerdan cok etkilendi.
Ayrıca turistik
aktiviteler olan kucuk balıkla buyuk balık ve pelikan besleme aktivitelerini de
yaptık. En azından bir sekilde orada
yasayan canlılar ile beraber olmamız iyi
oldu.
Everglades’den sonra 3 -4 saat daha giderek , otelimiz La Quinta’ya ulaştık . Dıııddtt yanlış secim . Diger otelleri bilmiyorum ama ne yazikki korkunç nemli ve kuflu bir otelde kaldık.
Bunu Tripadvisor
ve booking’e de yazdık. Umarım dikkate alınır. Saglımızı negatif etkiledi!
La Quinta, Sanibel adasında yakın halen kara tarafında bir oteldi. İyi olan burada 3 noktaya hakim olmamızdı . Ada, Ft Myers sahil , ve Naples
Deniz cok
başarılı diyemem , ama enteresandı , kum yerine heryerin midye kabuğu ile kaplı
olması görmeye değdi.
Alp butun gun
kabuk topladı. Canlı midyeleri arkadaş edindi ve onlara ev yaptı. Ayrıca , hayatımızda
ilk kez doğal ortamında rakun , kunduz gorduk.
Florida martıları
cok insan canlısı , deniz kenarında bizden çekinmediler, onları ekmekle
besledik.
Aksam ise
Naples’a gittik. Birden sanki Italya Sardunya adasına girmişiz. Dunya değişti.
Muhtesem bir restoran’da yemek yedik , cadde üzerinde yuruyus yaptık. Kuflu
odamıza dönmeden kendimize iyi bir treat verdik.
Naples insanı
rahatsız edici derecede lüks ama inanın güzeldi. Her yer istinasız Italyan
retoranı , kafesi , oteli vs idi. Zaten yasayan herkesin üzerinden Italyan
markalarını okumak cok kolaydı.
İnsanların
giyimlerinden evlerin sasasına o adanın
yanında burası ne arıyor dedirtti bize .
Bir yandan biraz
hoşumuza giderken , diğer yandan da yine Avrupa’da huzur bulduğumuz sosyal
toplum düzenini özleyip , Amerika’da olan bu zengin fakir ayrımına uzulduk.
Ulkemizi de hatırlattı
Ertesi gun Cape Canaveral’a doğru yola çıktık. . Cocoa beach ve Kennedy Space center’ı
ziyaret ettik.
Cocoa beach güzel
ama biraz gelişmemişti, ya da doğal ortamında diyelim. Buradaki otelimizi de
yazmadan geçemeyeceğim.Otelde havuza girerken birden insanlar odalarına
çekilmeye başladı , (bizim Alp ile bunu yapmamız mumkun diil) Meksikalı geniş
bir aile geldi.
15-16 yasında 5
-6 cocuk suya girip deve guresi yaptı. Bunu Turk’ten başkası yapmaz diyorduk
neyse başka kıtalarda taklidimiz varmış.
Meksikalı amcalardan biri ortada bir şezlonga oturdu , diğer erkanı onun
etrafına dizildi. Sonra anne geldi o da amcanın yanında yerine aldı. Etrafa bir suru kucuk çocuk da geldi biz de
anladık La familia ile beraber tatil yapıyoruz. Otelin geri kalanı 70 plus
Amerikalı teyzeler ve amcalar etraftan çekildi , Alp ise masa tenisini
keşfetmekle meşguldü . Neyseki yanlışlıkla kafalarına bir kac kez masa tenisi topu atmamıza rağmen bir
komplikasyon olmadan otelden ayrıldık .
Kenedy Space center Alp için cok heyecanlı olacaktı güya - itiraf
edeyim en cok ben heyecanladım.
Sonuc ise basit
umarım bir gun bloğuma bugun Ay’a gittik yazacağım ! En azından oradan çıkarken hayalini
kurabildim. Gezimizde en görülesi gereken yer batch'ini buraya veriyorum. İnsanın neler yapabilecegini görüyorsunuz!
Ertesi gun ver
elini Orlando . 4 bucuk saat yol!
Wyndam’a
vardığımızda otelde ağlıyorduk . İyi bir
oda , rahat bir yatak , yoruldukkk. Neyseki bizi üzmediler.
Tam 10 gun
geçmişti bile . Yollarda zaman su gibi aktı. Alp artık araba durduğunda yemek
mi otel mi ? diye sorabiliyordu.
Roadtrip sonunda
literatürüne girmişti. Gezmek , görmek
Tunc ile benim için en buyuk tecrübe, biz bunun için yasıyoruz .Bu yuzden Alp'in de katılımcı olması bizim için cok onemli
Orlando seyahatimizde
ilk gunumuz kabus gibiydi . Sonsuz kuyruklara girerek Mickey ve arkadaşlarının
tadını çıkarmaya çalıştık. Cok yorulduk, 5-6 yere ancak girebiledik. Hava
sıcaktı. Bittik ve bittik. En son turumuz saat 7 deydi. Seven Dwarf mine train. Ama tren bozuktu.
Gidip
cimenlere oturduk . ve birden canlı bir nutcracker gosterisi başladı. Canlı tiyatro bambaşka.
Christmas’ı sectigimiz için cok pişmandık , kalabalık dehşetti ama birden kalenin onundeki canlı sovu izlemeye başladık , adeta büyüleyiciydi. Nutcracker' dan sonra Alp’in biricik sevdiceği Elsa geldi , yine güzel bir canlı sov izledik.
cimenlere oturduk . ve birden canlı bir nutcracker gosterisi başladı. Canlı tiyatro bambaşka.
Christmas’ı sectigimiz için cok pişmandık , kalabalık dehşetti ama birden kalenin onundeki canlı sovu izlemeye başladık , adeta büyüleyiciydi. Nutcracker' dan sonra Alp’in biricik sevdiceği Elsa geldi , yine güzel bir canlı sov izledik.
En son 8 gibi
havai fişekler başladı. Butun gun popcorn ile beslenmiştik, yorgun ve kirliydik
, ama Alp mutlu oldu. Onun yılbasısı o gundu bence. Ve tabi Disneyland’ı kendi
cabaları ile savunmaya çalıştı. Surekli babasına ama babacım sen Mickey’i neden
sevmiyorsun yoksa İngilizceyi de mi sevmiyorsun diye sordu.
Alp mutlu olunca biz de otelimize yorgunluğumuza değdi diye donduk. Yine de siz siz olun , Xmas’ ta gitmeyiinnnnn!
Ertesi gun ikinci
alışveriş roundumuzu yaptık. Evet tabiki de artık tüketime alışmıştık.
Orlando’da Premium outlet’ e gittik.
Shopping mall’lar
Alp için cehennemdi , hep cok sıkıldı. Genelde birimiz alışveriş yaparken
diğerimiz onu oyaladık. O gun benim yüzümden alışveriş uzun surdu , cok
uzuldum. Daha sonraki iş gezim için kıyafetlerimi yanlış almıştım. Ama outlete
geri donup eksiklerimi tamamladık.
Aksam ise BJ de
güzel bir yemek yedik.
Bu restoranda cok
güzel biralar içtik. ( Ahh yine de evimizi özlemiştik. Guzel bira arayışı bunun
içindi)
Orlando’dan gitmeden önceki gun bir helikopter gezisi ayarladık. Kısa bir turdu ama bizim için bir ilk oldu :)
Öncelikle kalkış iniş konusunda bir takım basit bilgiler edindik , ama tabi cok turistikti. Saga dön foto, sola dön foto . Yine de check markı bastık ne diyeyim.
Butun bu
programlar bitince yeni yılımızı geçirmek uzere Miami’ye geri donduk .
4 saat! Sonrasında yeni otelimize geldik. (Marselles)
Yılbası programı :
Yeni yıl
hediyemiz otelden geldi . Hic odaları kalmamıştı bize süit oda verdiler!
Buradan sonra
programsız ilerledik. Sabahları denizimize girdik. Aksamları yakındaki Espanyol
yolunda Cuba restoranına (Havana)
gittik. Yuruyus yaptık. Sabahları Rosetta’dan
Italyan focaciomuz ile kahvaltımızı yaptık.
18. cadde de
kaldık. Burası Naples kadar olmasa da yine bir Italyan atmosferine ve biraz da
fazla araba gosterisine sahipti. Aynalı Lamborghini gorduk !
Yeni yıla ise
yolda girdik . Ocean Drive’a doğru yuruduk bir palmiye ağacının altına Alp’in
resim defterinden kopardığımız sayfaları yaydık. Alp dayanamadı uyudu.
Onumuzde buyuk
bir klup vardı. Superdiler sahnede sarkılar soylendi , 30 dan geri saydılar !!
Ama etraf son derece güvenliydi, sokakta rahattık .
Biz sarhoş olduk
O aksam Alp ‘i
tam 6 cadde kucağımızda tasımısız.
Gece otel odamıza
geldiğimizde Miami’nin iki en buyuk otel ve
gece klubunun yanında kaldığımızı anladık.
Neyseki o kadar
yorgunduk ki , saat 5-6 ya kadar
surdugunu dusundugumuz partiler odamizin içinde yankılansa da biz uyuduk.
Ertesi gun yine
plajımızda mutlu mutlu yattık.
Sıfır telaş ...
Esyalarımızı valize tıkıştırmaya devam ettik.
Tatil boyunca
buraya yılbaşında gelinmez , cok yorulduk dememize rağmen , ayrılmamız zor
oldu.
Ama tabi tatil bitti..
Ve tabi bu uzun tatilim uzunn yazısı da :)
Ve tabi bu uzun tatilim uzunn yazısı da :)
Etiketler:
Amerika,
benihana,
BJ's,
Cape Canaveral,
Disneyland,
Everglades,
Florida,
Ft Myers,
Jalapeno,
Kennedy Space Center,
Key West,
Miami,
Naples,
Ocean Drive,
Orlando,
Sanibel island,
South beach,
tatil
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)