23 Ağustos 2011 Salı

Cars 2 Mania



Artık çocuklar bambaşka bir dünyanın iine doğuyor. Televizyon , Smart Telefonlar, laptop hayatın dogal bir parçası. Ellerindeki oyuncakları TV den , internetten takip edebiliyorlar. Bir kahramanı seviyorlarsa yediklerinden giydiklerine o kahraman ile yaşamaları mümkün. Aynı zamanda tüm bu yapılanmayı internet ortamı ile de ilişkilendirebiliyorlar. O kahramanın olduğu aplikasyonlar, advogameler var. Kısacası benim çocukluğumda hayal bile edemeyeceğim bir dünya var karşılarında. Şu anda gördüğüm günümüz çocukları bunu benim kadar yadsımıyor ve adeta  buna adapte şekilde doğuyorlar.


cars2 - arabalar 2 haberimport

Geçtiğimiz hafta Cars 2 vizyona girdi.
Bir oğlan çocuk annesi olarak filme katılımcı olamadım, çünkü Alp daha 2 yaşında ve sinemaya gitmek için çok küçük . Ama yine de bu döneme adaptasyon gösterdik. Önce evimize minik arabalar girdi, sonra muzik çalan büyük bisiklet tipi bir araba.

Etrafıma baktığımda heryerden Cars ı seçmem mümkün. Karakterlerin adlarını bile öğrendim , neyseki ilişkilerini daha takip etmiyorum. Sanırım bu bir sonraki aşama olacak. Kendi yaşıtlarım için sıkıcı olacağım. Başka ebeveynleri bilmiyorum ama ben bu film fragmanlarında kendimi izlerken yakalıyorum ve seviyorum da.
Bazen de çaba sarfediyorum. Oglum büyüdükçe çocuklar ile iletişim kurabilmek için onlarında ilgi alanlarını takip etmeye başladım. Cars’dan bahsedebilirsem yeni bir çocuk ile konuşurken sanki ortak bir dilimiz varmış gibi oluyor. Sanırım anne babalar olarak bunu bir iletişim aracı olarak kullandığımız için bir yandan sorgularken  ya da şikayet ederken bir yandan da biz onları bu tiplemeler ile tanıştırıyoruz.
Hafta sonu dikkat etmeden duramadım. Alpin kuzeninin şortu,  2 yaşındaki oğlum , yan komşumuzun 2 oğlu bir 3,5 yaşındaki kızlarının bir çok arabası , ve üzerindeki kıyafetler Cars kahramanları ile doluydu . Evde sütü bile cars sütü diye isteyenler oldu. Pazar iphone da kendimi Cars ile ilgili ne var diye ararken buldum.
Logolar tshirtler , oyuncaklar derken bir hayli kendimizi kaptırmış olduğumuzu gördüm.
Alp büyüdükçe daha fazla bu işe saracağız sanırım. Önce Callio ile başlayan maceramız bu aralar Şimşek Mcqueen ve Matern ile devam ediyor. 

 Bazen gerçekten eğlenceli oluyor.  Bazen de korkutuyor. Dünya devi şirketler çocuklara ve ebeveynlere nasıl yaklaşacağını çok iyi biliyorlar.
Çocukların konstantrasyonlarını sağlamayı , sürekli ilgi alanlarında bulunmayı çözmüş durumda olan ve bununla ilgili bilimsel çalışan şirketlerin olduğunu ve o tatlı yaratıkların bu yüzden bu kadar cazibesi olduklarını düşününce bir garip hissettim ..
Bir bakıma da bilimsel bir metodoloji olduğunu düşünerek kendimi rahatlatıyorum.
Örneğin Disney bir çok gıda spektine sahip bu yüzden Disney logolu bir gıda aldığınızda sağlık şartlarının bu gıda malzemesinde sorgulandığını şeker oranının kontrol edildiğinden emin olabilirsiniz.
Veya bir çizgi film akışına dikkat edilince çocukların Tv ye yapışıp kalmaması için bir çok metodoloji izlendiğini görebilirsiniz. Interaktivite , soru cevap boşluklarının verilmesi , ekrandan başka yöne bakma ve hareket etme aktivitelerinin yaptırılması gibi gibi.
Dediğim gibi bu bir yandan pozitif bir yandan da mekanik olduğu üzere garip ... Şu anda daha yolun başında bir anne olarak izlemeye devam ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder