O kadar şikayet ettikten ve terketmeye karar verdikten sonra bu pazar çekirdek aile huzurlu site evimizden çıktık . İlk Vehbi Koç'un TEMA Vakfı parkına gittik . Güneşte eridik diyebilirim . Böylece halen İstanbul'a küs kalabildim , sonra oradan Kanlıca'ya geçtik. Aniden kendimizi bir motora atlamış Emirgan'a geçerken bulduk .
O kadar sıcak olmasına rağmen suyun üstünde giderken ruzgar yüzümüze çarptı .Sahile yanaşırken denize girmiş bir aile bizim motora yardım etti. Daha hızlı karaya inebildik. Bazen böyle alakasız bir insan yardım edince kendimi mutlu hissediyorum , bana nostaljik ve güzel geliyor.
Ardından sahildeki neredeyse adım başı olan tüm balıkçılarla kaynaştık . Benim minik oğlum yoğurt kaplarındaki tüm balıkları teker teker saydı . Hatta sonunda oltadan balık bile ayıkladı.
Bol bol fotograf çektik tabiki, ve birden bendeniz İstanbul'la barıştım :) Dağ dağa küsmüştü doğrudur. Ama insanın sevmediği bir sehirde yasaması oyle bir dert ki sanki içimde bir ayı vardı , denizde onu attım gitti.
Sonuçta paramızı biriktirip denize yakın yaşamaya karar verdik .. Bu da belki bir hayal ama İstanbul o kadar karmaşaya rağmen halen o kadar güçlü ve endamlıydı ki.. Yine bir sevdim burada olmayı
Geri dönerken bu sefer vapura bindik . 5 dakikada karşıya geçebildik.
Ve Kanlıca'da kuşların peşinden koştuk yine. Bugün ailecek İstanbul'dan çok keyif aldık .
Ohooo , bu İstanbul'a kimler kimler kustu bi bilsen:) ama yine guzel yine guzel:)
YanıtlaSil